30 Kas 2012

EUROPE – BAG OF BONES



Bugüne kadar tek bir şarkısını bildiğim bir grup Europe. Tahmin ettiğiniz gibi şarkı Final Countdown. Klasikleşmiş, büyük küçük herkesin en az bir kez duyduğu bir şarkı. 2012’ye kadar ne bir albümünü ne de başka bir şarkısını dinlenmemiştim. Sanırım büyük bir hata yapmışım. Grubun 2012 albümü Bag of Bones neredeyse kusursuz bir hard rock albümü.

Nereden başlasam, nasıl anlatsam bilemiyorum. Albüm konsept bir yapıya sahip olmamasına rağmen, girişte dinleyiciyi sarıp, gelişme bölümünde tavan yapıp, yumuşak bir geçişle sonlanarak başarılı bir roman havası veriyor. E haliyle bu kadar akıcı bir albümü tekrar tekrar listenize ekleyip dinliyorsunuz. 

Bag of Bones’i bu kadar başarılı kılan etkenlerden en önemlisi grup elemanlarının ne yaptıklarını biliyor olmaları. Tüm enstrümanlar, usta ellerde büyük bir uyum içerisinde kullanılmış. Buna ek olarak Joey Tempest’in 1970ler rock müziğini anımsatan vokali de albüme ayrı bir hava katıyor. Albümdeki şarkı sözleri de dikkate değer ölçüde özenle yazılmış. Özellikle albüme de adını veren Bag of Bones bende hem müzikal hem lirik anlamda derin duygular uyandırıyor her dinlediğimde. 

Albümün tamamı güzel olunca, şuna dikkat edin, bunu dinleyin diye ayrım yapma ihtiyacı hissetmiyorum. Europe uzun zamandır dinlediğim en iyi hard rock albümüne aynı zamanda 2012 yılının en iyi albümlerinden birisine imza atmış. Şiddetle önerilir.

9/10


1.       Riches to Rags
3.       Firebox
4.       Bag of Bones
5.       Requiem
6.       My Woman My Friend
7.       Demon Head
8.       Drink and a Smile
9.       Doghouse
10.   Mercy You Mercy Me
11.   Bring It All Home
12.   Beautiful Disaster (bonus)

27 Kas 2012

KATATONIA - DEAD END KINGS



Açıkçası müzikten az çok anladığımı düşünüyorum. Fakat benim dışımda müzikten anladığını düşündüğüm birçok insanla bir türlü Katatonia konusunda aynı fikirde olamıyorum. Tonight’s Decision albümü ile tanıştığım grup, o güne kadar tüm albümleriyle kendi dilini oluşturmuş ve özgün bir müzikal ruha sahipti. Bu nedenledir ki o dönemde herkesin dilinde, mp3 cihazlarında, bilgisayarlarında şarkıları dönüyordu ve grup bu ilgiyi hak ediyordu.

Peki, o zamandan bu zamana ne değişti? Bi yandan çok şey değişti bi yandan da hiçbişey değişmedi. Grup müzikal anlamda kendisini değiştiriyor evet ama ben buna gelişme diyemiyorum. Grubun depresif çizgisi hiç bozulmazken yaratıcı yanında sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Özellikle son üç albümün birbirinden pek ayıramadığım tekdüzeliği, albüm başına 2 şarkı dışında, beni keyiflendirmekten çok yoruyor. ( Evet ben Katatonia dinlerken buğulu gözlerle odamda bir başıma düşüncelere dalmıyor, güzel müziğin etkisiyle keyifleniyorum :) )

Tabi takdire şayan güzellikler de barındırmıyor değil albüm. Özellikle The Gathering ile gayet başarılı bir iş çıkarmış olan Silje’nin vokallerine katkıda bulunduğu ikinci şarkı One You are Looking for is not Here ve yedinci şarkı Ambitions bana gerçekten Katatonia dinlediğimi hissettiriyor. Dokuzuncu şarkı Lethean da bir nebze aradan sıyrılan şarkılar arasında. 

Grubun ilk dinlediğim albümü Dead End Kings olsaydı bu yazdığım kritik çok farklı olurdu. Ama Katatonia beklentilerimi karşılamaktan çok uzak bir yolda yürüyor. Evet, benim beklentilerimi karşılamak zorunda değil ama yine de, biraz özeleştiri iyidir..

5/10


1. The Parting
2. The One You are Looking for is not Here (with Silje Wergeland)
3. Hypnone
4. The Racing Heart
5. Buildings
6. Leech
7. Ambitions
8. Undo You
9. Lethean
10. First Prayer
11. Dead Letters