Şu sıralar en çok duyduğum cümle öbekleri şikayet etmek üzerine kurulu olanlar.Farkediyorum ki hiçte dert edilmeyecek şeylere takılıyoruz.Sabah işe gelirken ayakları geri geri gidenler,iş yaptığı insanlarla kavga edenler,paranın çeklerin derdine düşenler,sanki yanlış mesleği seçmiş ama ömrünce başka alternatifi yokmuş gibi davrananlar,sevgili bulamayanlar,aile kuramayanlar,çocuk doğuramayanlar,eşiyle mutsuz olanlar,kendinden mutsuz olanlar,dostlarından mutsuz olanlar,trafikte yorulanlar,görgüsüzlerle boğuşanlar,-lar ve -lar diye çoğaltabiliriz bu örnekleri...Değişik kişilerden değişik cümlelerin içerisinde duyduğum örnekler...
Aslında herşeyi,bu mutsuzlukların hepsini kendimiz yaratıyoruz.Özellikle belli bir yaş evresinden sonra ki bu genellikle 30'lu yaşlara tekabül ediyor,birşeylere sahip oldukça daha çok doyumsuzlaşıyor ve sürekli mutluluğa sahip olmak düşüncesine dayanamıyoruz.Toplumsal olarak öncelikle pesimist yaklaşmak gibi bir adetimiz var.Hep en kötüsünü düşünerek başlıyor,bu düşüncelere saplanıyor ve aslında kolayca çözümlenebilecek ve dert edilmeyecek herşeyi abartıyoruz.İşinizi sevmiyor musunuz?O zaman bırakın yakasını keza işinizin sizi sevdiğini kim söyledi size;ama yok ben sıfırlayamam kendimi diyorsanız o zaman işinizi amacınızmış gibi görün para kazanmak için bir amaç;sevmek kısmına takılmayın hayatta herkes şanslı olamaz.Herkesin mükemmel bir işi,mükemmel bir dünyası,mükemmelliklerle bezeli ayrıntıları olamaz.Siz kendinizde olmayan şeylerin eksikliği ile de varoluşunuzu takdir edin.Böylece herşey daha kolay görünecektir gözünüze.Davranışlarınıza dikkat edin,sizi standart bir insan olarak gören daha doğrusu size duygusal bir yakınlığı olmayan kişilere ılımlı ve nazik yaklaşın,bu tavırdan anlamayanlarla hiç uğraşmayın,onlar için cehalet mutluluk iken sizin için yıpratıcı bir olgudur.Sevgiliniz mi yok,evlenemediniz mi,başkalarının miniklerine bakıp iç geçirir hale mi geldiniz.Sabredin o adam veya kadın sizden habersiz bir yerlerde,aynı zaman diliminde farklı bir hayat yaşıyor sadece.Belki de yaşamıyor.Bir filmden alıntı yaparak söylemem gerekirse;Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın… Bulunmaz.Şanslı insanlar kaderlerini bulmuş olanlardır;o çok özenilen ortak yaşamların çoğuysa yalandır,birbirleri için farklılaşmış insanlar barındırır içinde...Varlığı sizi mutlu etmeyen bir düzeneğin içinde olmaktansa umut ederek yaşamayı tercih edin.Gündelik hayatın içerisindeki söz dalaşlarından,aynı frekansta olmadığınız insanlardan,onlara tahammül etmek duygusundan uzaklaştırın kendinizi....Güzellikleri görmeye çalışın,sabah işe gelirken yoldan aldığınız arpa çiçekleri gibi ya da burnunuza gelen portakal çiçeği kokuları gibi,sonsuz mavilikler gibi,minicik bir sokak kedisi gibi...Hayat bir yoldur aslında ilerleyen ama sona doğru ilerleyen...Hayatın düzenini değiştirmeye çalışmayın,çok yorulursunuz...Değişmesi gereken birşey olacaksa eğer bakış açınızı değiştirin çünkü mutluluk ya da mutsuzluk tamamen sizin fikrinizde içinizde,emin olun hangisine sahipseniz onu siz yarattınız...
Sevgilerimle,
1 yorum:
Çok beğendim anlatımınızı.
Yorum Gönder